Dünyayı sarsan savaşlar

1945 yılı başlarından itibaren Alman orduları gerek Batı'da Amerikan ve İngiliz orduları karşısında, gerek Doğu'da Kızıl Ordu karşısında gerilemeye devam etmektedir. Ocak ayında Amerikan birlikleri Arden bölgesini ele geçirirken Kızıl Ordu da Vistül nehrine dayanır.

Mart ayında Müttefik kuvvetler Ren nehrini geçerek Alman topraklarında ilerlerken Kızıl Ordu da ilerlemesini sürdürür. Nisan ayı ise Nazi yönetiminin sonu olmuştur. 23 Nisan 1945 de Ruslar Berlin'e girmiş, 30 Nisan 1945'de ise Hitler intihar etmiştir. Almanlar, yarım milyona yakın bir kuvvetle Berlin'i 2 Mayıs 1945'e kadar savunsalar da, yoğun Rus taarruzları karşısında 150 bin kayıpla kenti kaybederler.

7 Mayıs 1945 günü General Jodl, Almanya'nın teslim belgesini imzaladı.

SAVAŞIN SONUNDA TOPLAM ÖLÜ 72,758,700 YANİ BİR TÜRKİYE DÜNYADAN SİLİNDİ,VE BU SADECE HİTLERİN FAŞİST TUTKUSU YÜZÜNDENDİ İŞTE BİR İNSANIN NASIL DÜNYAYI ETKİLEYEBİLCEĞİ BU SAVAŞI KAZANAN YOKTU AMA KAYBEDEN VARDI ALMANYA YERLE BİR OLMUŞ BİR ALMANYA SADECE BİR 1.DÜNYA SAVAŞI GAZİSİNİN TUTKULARI YÜZÜNDEN   İLGİLİ RESİMLER ALBÜMDE

Savaşın ayak sesleri

Hitler’in 1933 yılında iktidara gelmesinden itibaren savaşın sonuna kadar izlediği strateji, üç aşamalı bir stratejidir. Hitler, iktidara gelmesinin hemen ardından Alman ekonomisinin düzenlemesini hedef almıştır. Gerek I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmasının, gerekse de 1930 yılındaki genel ekonomik buhranın sonucunda Alman ekonomisi ciddi sıkıntılar içindeydi. Yaşanan yüksek enflasyon, aşırı boyutlara varan işsizlik ve bunlara bağlı olarak sanayideki üretim-hammadde düşüklüğü, Hitler’in izlediği ekonomi politikalarıyla kısa sürede kontrol altına alınmıştır.

Ekonominin düzene sokulmasının ardından stratejisinin ilk adımında Hitler, Alman kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Versay anlaşmasıyla getirilen sınırlamalardan kurtulmasını sağlamıştır.

Bunun ardından gelen ikinci stratejik ve gerginlik dolu adım, Almanca,konuşan nüfusun yaşamakta olduğu bölgelerin, Alman topraklarına katılmasıdır. Bu stratejik evrenin adımları, 12 Mart 1938 de, Avusturya’nın ilhak edilmesiyle başlamıştır. Ardından ikinci adım olarak Çekoslovakya toprakları içindeki Sudet bölgesidir. Hitler’in baskısıyla 29 Eylül 1938 günü imzalanan Münih Anlaşmasıyla Sudet bölgesi Almanya’ya verilmiştir. Konferans, Alman, İtalyan, İngiliz ve Fransız başbakanlarının katıldığı, Çekoslovakya’nın temsici bulundurmadığı bir anlaşmadır. Anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda Hitler, hiç zaman kaybetmemiştir.Anlaşma,1 Ekim 1938'de yine silah kullanılmaksızın, uluslararası anlaşmalara dayanılarak, nüfusunun yüzde elliden fazlasını Almanların oluşturduğu Sudet bölgesinin Almanlarca işgal edilmesine dayanmıştır. 15 Mart 1939'da ise Çekoslovakya’nın kalanını da topraklarına eklemeleri anlaşmada yer almıştır.

Bu olaylara kadar Hitler, stratejisinin adımlarını atarken,silah kullanmamıştır . Ancak geriye tek sorunlu bölge kalmıştır: Danzig bölgesi. Versay anlaşmasıyla Polonya'ya verilen Danzig bölgesi, halen Alman yönetiminde olan Doğu Prusya ile Almanya arasındaki kara bağlantısını kestiğinden, Alman Hükümeti, Polonya hükümetinden, Doğu Prusya'yla arada bir kara bağlantısı oluşturulması yönünde bir teklifi görüşmesini istemiş ve böylece Danzig Sorunu ortaya çıkmıştır.

3 Mayıs 1939'da Sovyet Dışişleri Komiseri olan Litvinov görevden alınarak yerine Vyaçeslav Mihayloviç Molotov atanmıştır. Bu atama Sovyet dış politikasında keskin bir dönüşe işaret etmiştir. Litvinov döneminde Sovyetler Birliği, Alman yayılmacılığına karşı İngiltere ve Fransa ile bir protokol oluşturmak için girişimlerde bulunmuş, ne var ki her seferinde reddedilmişti. Molotov döneminde ise Sovyetler Birliği, Alman hükümeti ile bir saldırmazlık paktı için çalışmıştır. Uzun diplomatik görüşmeler sonucunda 24 Ağustos 1939 günü Sovyetler Birliği ile Almanya arasında bir saldırmazlık paktı imzalanması karara bağlanmıştı
Versay Antlaşması:

  • Almanya: Öncelikle Orta Avrupa, ardından Doğu ve Batı Avrupa'yı Almanya topraklarına katmak amacındadır. İkincil planı ise Asya'ya özellikle Rusya ve Yakın Doğu'daki stratejik noktaları ele geçirmektir.
  • Japonya: Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya'nın Uzak Doğu sömürgeleri Japonya'ya verilmişti. Üstelik Çin'in bir bölümü de Japon hakimiyetindeydi. Ancak bu kadar sömürge bile hızla sanayileşen ve büyüyen Japon ekonomisini doyuramıyordu. Ekonomik çıkarlar için ABD ile yakınlaşan Japonya, savaşın patlak vermesi ile Almanya'ya yakınlaşmıştır. Pearl Harbor saldırısı ile kesin olarak savaşa girmiştir.
  • ABD: Savaşın başında tarafsız kalan ABD sonraları Fransa ve İngiltere'ye silah yardımı yapmıştır. Almanya'nın kışkırtmaları sonucunda Japonya tarafından Pearl Harbor'da saldırıya uğramış ve kesin olarak savaşa girmiştir. ABD'nin savaşa gimesi ile savaşın seyri değişmiş, Almanya genişleme politikası yerine var olan sınırlarını koruma politikasını uygulamıştır.
  • SSCB: Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra batı yerine Orta Asya'ya yönelik politikalar izlemiştir. Zengin petrol rezervleri sayesinde savaşta lojistik ve teknoloji alanlarında en güçlü devletlerden biri olmuştur. Almanya ile saldırmazlık anlaşması yapmasına rağmen Alman istilasına uğramıştır.
  • İngiltere: Hitler tarafından Avrupa'daki tek rakip olarak görülen İngiltere, Almanya'nın Avrupa'nın tamamına yayılmasını önlemiştir. ABD tarafından sürekli mühimmatla destklenen İngiltere ABD'nin savaşa girmesine kadar özellikle Kraliyet Hava Kuvvetleri ile ön plana çıkmış, Orta Avrupa'da kesin bir hava hakimiyeti sağlamıştır. ABD'nin savaşa girmesiyle birlikte kara kuvvetleriyle ön plana çıkan İngiltere, İkinci Dünya Savaşının en büyük aktörü olmuştur.
  • İtalya: Birinci Dünya Savaşı'ndan istediğini alamayan İtalya dar bir sömürge alanıyla sanayisini beslemeye çalışıyordu. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı'nda itilaf devletleri ile görüş ayrılığına düşen İtalya, Mussolini'nin faşist politikaları sebebiyle Avrupa'da sorun teşkil ediyordu. İtalya'nın eski Roma İmparatorluğu gibi güçlü bir devlet olmasını isteyen Mussolini, Almanya ile yakınlaşarak Mihver devletler bloğunda savaşa girmiştir. İtalya; Kuzey Afrika ve Balkanlar'da ilerlerken Türkiye'yi tehdit etmiştir
  • Almanya: Öncelikle Orta Avrupa, ardından Doğu ve Batı Avrupa'yı Almanya topraklarına katmak amacındadır. İkincil planı ise Asya'ya özellikle Rusya ve Yakın Doğu'daki stratejik noktaları ele geçirmektir.
  • Japonya: Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya'nın Uzak Doğu sömürgeleri Japonya'ya verilmişti. Üstelik Çin'in bir bölümü de Japon hakimiyetindeydi. Ancak bu kadar sömürge bile hızla sanayileşen ve büyüyen Japon ekonomisini doyuramıyordu. Ekonomik çıkarlar için ABD ile yakınlaşan Japonya, savaşın patlak vermesi ile Almanya'ya yakınlaşmıştır. Pearl Harbor saldırısı ile kesin olarak savaşa girmiştir.
  • ABD: Savaşın başında tarafsız kalan ABD sonraları Fransa ve İngiltere'ye silah yardımı yapmıştır. Almanya'nın kışkırtmaları sonucunda Japonya tarafından Pearl Harbor'da saldırıya uğramış ve kesin olarak savaşa girmiştir. ABD'nin savaşa gimesi ile savaşın seyri değişmiş, Almanya genişleme politikası yerine var olan sınırlarını koruma politikasını uygulamıştır.
  • SSCB: Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra batı yerine Orta Asya'ya yönelik politikalar izlemiştir. Zengin petrol rezervleri sayesinde savaşta lojistik ve teknoloji alanlarında en güçlü devletlerden biri olmuştur. Almanya ile saldırmazlık anlaşması yapmasına rağmen Alman istilasına uğramıştır.
  • İngiltere: Hitler tarafından Avrupa'daki tek rakip olarak görülen İngiltere, Almanya'nın Avrupa'nın tamamına yayılmasını önlemiştir. ABD tarafından sürekli mühimmatla destklenen İngiltere ABD'nin savaşa girmesine kadar özellikle Kraliyet Hava Kuvvetleri ile ön plana çıkmış, Orta Avrupa'da kesin bir hava hakimiyeti sağlamıştır. ABD'nin savaşa girmesiyle birlikte kara kuvvetleriyle ön plana çıkan İngiltere, İkinci Dünya Savaşının en büyük aktörü olmuştur.
  • İtalya: Birinci Dünya Savaşı'ndan istediğini alamayan İtalya dar bir sömürge alanıyla sanayisini beslemeye çalışıyordu. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı'nda itilaf devletleri ile görüş ayrılığına düşen İtalya, Mussolininin faşist politikaları sebebiyle Avrupa'da sorun teşkil ediyordu. İtalya'nın eski Roma İmparatorluğu gibi güçlü bir devlet olmasını isteyen Mussolini, Almanya ile yakınlaşarak Mihver devletler bloğunda savaşa girmiştir. İtalya; Kuzey Afrika ve Balkanlar'da ilerlerken Türkiye'yi tehdit etmiştir

Savaşın Gelişimi:
Hitler polonyadan başlayarak savaşa başladı tabi yanında italya ve japonyada olacaktı,hitler sonradan rusya hollanda fransa kuzey ve güney afrika da cepheler açtı ve afrikayı avrupayı ve rusyanın nerdeyse yarısını almayı başardı ve almanyayı en büyük sınırlarına ulaştırdı ama ileriki dönemlerde hitler faşist duygusuna yenildi adeta doymayarak heryere asker gönderiyordu ayrıca şanssızlıklar da bunu takip ediyordu,rusyada çok sayıda tankı donmuştu,atom bombası yarışındada amerika onu geçmişti,sonunda normandiya çıakrması ve farklı çıkartmalarla avrupa elinden alındı,afrikada düşmüştü,sıra rusyadaydı rusyada alındığında artık savaşmanın bir anlamı kalmamıştı ve hitler doktordan alığı bir zehir ile kendini karısını be köpeğini öldürdü.Ayrıca yüksek gelen ss subaylarıda kendini öldürmeye başlamıştı,ilerki dönemdede hitlerin cesedi ss ler tarafından yakıldı.
SS:
SS ler:Gestapo gizli örgütü:

SS Örgütü (Almanca, Schutzstaffel, anlamı "koruma takımı"), önceleri Hitler’in kişisel muhafızlığını yapmak üzere kurulan birlikler. İlk kurulduğunda, polis görevi yapan silahlı parti militanlarından oluşuyordu. Toplama kampları kurulup, Himmler tarafından bunların yönetiminden SS Örgütü sorumlu tutulunca iki ana gruba ayrıldı.

Bunların ilki, Waffen SS ya da “Silahlı SS Örgütüydü”, bu örgüt artık askerî bir yapı almıştı. Ordudan geçmiş subaylar tarafından yönetiliyordu. 1942 yılından sonra askerlik yükümlüsü gençler de burada görev yapmaya başladığı için “parti muhafızı” vasfını kaybetti, normal birliklerden bir farkı kalmadı.

Diğer bölüm ise, Allgemeine SS yani “Genel SS Örgütüdür”. Bu örgüt bir çeşit polis görevi yaptı. SS’lerin soykırım suçu işledikleri iddia edilen bölümü Allgemeine SS’dir. Bunların subayları genelde ordu kökenli değildi.

Her iki bölüme de (önce Waffen SS’e) yabancı personel alındı. Önce Alman asıllılardan veya Alman milletine akraba uluslardan SS Tümenleri oluşturulurken sonraları çeşitli uluslardan toplan 35 SS tümeni oluşturuldu.

Allgemeine SS birlikleri de bir süre sonra tank, top ve zırhlı araç gibi ağır silahlarla silahlandırılıp yeni tümenler oluşturuldu. Bu birliklere yabancılar ve eski mahkûmlar da alındı. Bu şekilde oluşturulan Dirlewanger ve Kaminksi Tugayları savaş sırasında soykırım suçu işlediği iddia edilen birliklerdir.

Gönüllülerden ve Avrupa'nın her yanından zorla görevlendirilenlerden oluşan birlikleriyle, sayıları yaklaşık 500.000'i buluyordu.

 

Gestapo, (Alman gizli servisi), 1934 Nisan'ında Heinrich Himmler tarafından Reinhard Heydrich ve Heinrich Muller'e yetki verilerek kuruldu. Ama mazisi Nisan 1933'e kadar uzanır, kurucusu ise Hermann Göring'dir.

İlk olarak Fırtına Birlikleri'nden (SA) ve Alman polisinden seçkin görülenler alındı. Sivil üniformayla polis birliklerinden ayrıldılar. İlk adı Geheime Polizei Amt yani GPA'dır ama bu ismin basit olduğu düşünülmüş olmalı ki, Gestapo olarak değiştirilmiştir. Açılımı, Die Geheime Staatpolizei'dır.

2. Dünya Savaşı sırasında yaklaşık 45.000 üyesi vardı. Ofislerine Gestapoleitstellen denirdi. Günümüzdeki istihbarat teşkilatları için örnek teşkil eder. Gestapolar II. Dünya Savaşı sırasında önemli komutan ve generallerin korumalığını üstlenerek bir nevi askeri inzibat görevi yapmışlar, kimi zaman SS'lerle ortak çalışmışlardır. Gestapolar ayrıca savaş sırasında Almanya'da bulunan müttefik casuslarını yok etmek için de kullanılmıştır. Gestapo erleri genellikle önemli giriş kapılarına nöbetçi olarak bırakılırlardı; görevleri giriş kartlarını kontrol etmekti.

İkinci Dünya Savaşı:
20. yüzyılda dünya çapında yapılan iki savaştan ikincisidir. Altı yıl boyunca, dünyanın çeşitli bölgelerinde süren kesintisiz savaşlarla baş gösteren II. Dünya Savaşı, Alman ordularının Polonya'ya saldırdığı 1 Eylül 1939
tarihinde başladığı kabul edilir. Ne var ki birbirinden kopuk görünseler de bu tarihten önceki çatışmalar da, savaşta birincil rol oynayan tarafların stratejik hedefleri arasında yer aldığından, savaşın başlangıcı tarihsel olarak daha gerilerden başlamaktadır.

SAVAŞIN SONU:

 
Özlü Sözler
 
''Geçmişini bilemeyen geleceğinide bilemez''
''korkakların anneleri ağlamaz''
''size kötülük edeni affedin ama vatanınıza edeni asla''
''bir milletin geleceği söz konusu olmadıkça harp bir cinayettir''
''barışta oğullar babalarını savaşta ise babaalr oğullarını gömer''
''savaş annelerin çilesidir''
''Veni vidi vici''geldim gördüm yendim Jül Sezar
''Zafer ''zafer benimdir!''diyebilenindir''Atatürk
Baraccico : kan dökenin kanı temiz kalmaz
Cicero : savaşta yasalar susar.
Claudius : zafer zafer değildir; yenilen düşman yenilgiyi kabul etmedikçe
Kafka : Gerçek düşmandan sonsuz bir cesaret akar içinize
La Fontaine: Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez
Lao-tzu :Başkalarına karşı zafer kazanan kuvvetlidir,kendi nefsine karşı zafer kazanan ise kudretlidir
Napolyon : En korkulacak an zafer anıdır.
Napolyon: zafer , iradededir.
Sadi : düşmanın tatlı sözlerine aldanma, balın içinde zehir de bulunabilir.
Sadi : Fareyi tutarken kedi aslandır, kaplanla savaşınca fareye döner.
Sadi : Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, sonra kıvılcımı düşmana ya varır ya varmaz.
Şehabeddin Ahmed İbşihi : Kuvvetini iradesinden alana düşman yanaşamaz
 







Google



























 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol